DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

İstanbul’da Aynaya Bakın , Ders Çıkarın … !

24.06.2019
1.105
A+
A-

Yazılarıma başladığımdan bu yana 3 haftadır hiç siyaset üzerine yazmadım. Yenilenen İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı (23 Haziran) seçim sonuçları üzerine yazma ihtiyacı duydum.

İzninizle siz değerli okurlarıma yaşanmış bir başka seçim sürecini hatırlatmak maksadıyla 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecini özetlemek istiyorum.

16 Nisan 2007’de Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in görev süresi doluyordu. Birtakım kesimler ise ayaklanmış, Başbakanlık’ tan sonra Cumhurbaşkanlığı’na da eşi başörtülü birisinin çıkmasını önlemeye çalışıyordu.

Cumhuriyet Gazetesi tarafından başlatılan “Tehlikenin farkında mısınız?” kampanyası sonrasında 14 Nisan’da, daha sonra bir silsileye dönüşecek olan, Ankara Tandoğan’da başlayıp İstanbul ve İzmir’de devam edip Samsun’da biten ünlü “Cumhuriyet mitingleri” tertiplendi.
Adaylık başvuru tarihi 25 Nisan’da sona erecek, ilk tur 27 Nisan’da yapılacaktı. Aynı gün kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül kardeşimdir” dedi. Korktukları başına gelmişti. Yıllardır kamusal alanda yasakladıkları “Türban” Çankaya’ya çıkmak üzereydi.

367 ŞARTI

“Osmanlı’da oyun çoktur” derler. Bu kez eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu “367 kuralını” ortaya attı. Mecliste yapılan oylamaya muhalefet partilerinin bir şekilde gelmemesi sağlandı. Devamında ise CHP, Gül’ün 357 “evet” oyu aldığı seçimleri Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Anayasa Mahkemesi’nin tersi bir karar vermesi o günlerde düşünülemezdi. CHP, Asker ve sokaktaki seçkinci modernlerin dediği oldu, mahkeme Haşim Kılıç ve Sacit Adalı’nın hayır oyuna karşılık oy çokluğuyla seçimi iptal etti.


27 NİSAN ‘E-POSTA DARBESİ’

Bu yetmezmiş gibi bir darbe de ordudan gelmeliydi. Şimdiye kadar “modern darbe”, “post modern darbe” gibi birbirinden değişik darbeler yapmış olan ordu, bu kez 27 Nisan gecesi “e-posta darbesiyle” sahneye çıktı. Asker, internet üzerinden bir bildiri yayınlayarak sürece Laikliğin devamı adına tavır aldığını duyurdu.

 

HÜKÜMETTEN YANIT

Ama galiba bu kez istedikleri olmayacaktı. Ertesi gün Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek kürsüye çıktı gayet sakin bir sesle şunları söyledi: “Başbakanlık’a bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde

 

 

 

 

 

 

 

 

düşünülemez. Genelkurmay Başkanlığı, hükümetin emrinde, görevleri Anayasa ve yasalarla tarif edilmiş bir kurumdur. Anayasamıza göre, Genelkurmay Başkanı görev ve yetkilerinden dolayı Başbakan’a karşı sorumludur. Bu metnin basın yayın organlarına verilmesi ve Genelkurmay’ın internet sitesinde yayınlanmasındaki zamanlama manidardır.”

 

BİR DÖNÜM NOKTASI: 2007 22 TEMMUZ SEÇİMLERİ

Sivil hükümet dik durdu. Madem demokraside son karar mercii halktır, o halde halka gitmek en iyi yoldur. Hemen erken seçim kararını alındı. Bu kez tekrar Cumhuriyet mitinglerinden medet umuldu ama ülke erken seçim havasına çoktan girmişti. 22 Temmuz 2007’de seçimler yapıldı. AK Parti bu kez daha güçlü bir şekilde, yüzde 47 oy oranıyla geri geldi. Meclis tamamen yenilendi. Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar’ın partisi Meclis’ten silindi. Daha önce Meclis dışında kalmış olan MHP tekrar geri geldi, seçime bağımsız adaylarla katılan Kürt seçmenlerin temsilcileri Meclis’te grup kuracak sayıya ulaştı.
Ağustos’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün partiler Meclis’te hazır bulundu, “367 hilesi” bertaraf edilerek Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildi.

 

GELELİM GÜNÜMÜZE 23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİMİNE

Özetlediğim 22 Temmuz 2007 seçimlerinde bende ilk defa AK Parti lehine oy kullandım. Etrafımda etki edebileceğim her herkese de yapılanlara bir tepki olarak AK Parti lehine oy kullanmasını talep ettim. Sonrasında da AK Partiye yerelde ve genelde oy vermek kısmet oldu. Ne zaman Başkanlık sistemine geçiş süreci başlatıldı. AK Partinin kuruluş ve varoluş amacı ortadan kaldırıldı, bir başka deyişle fabrika ayarları ortak akıldan uzaklaştı.. Bende de kopuş başladı.

AK Parti Kurmaylarına açıkça sesleniyorum.

  • Başta Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN uğradığı haksızlıklar sonrasında 1 numaralı siyasi lider olmadı mı?
  • Yukarıda özetlediğim 2007 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde muhalefetin, bir takım kesimlerin ve O günkü askeri yönetimin tutumuna tepki olarak daha AK Partiyi güçlü bir şekilde iktidar yaptığını ne çabuk unuttunuz ?
  • 15 Temmuz 2016 ‘ da hain Feto’ cuların kalkıştıkları darbe girişiminde sokaktaki halk gerekli direnişi ve tepkiyi vermese demokrasiden yana eyleme geçmese bizler bu günlere gelebilir miydik?

Evet unuttunuz. 2002 yılından bu yana asıl gücü, sandıktan aldığınız gücü inkar ederek bitmiş ve kaybedilmiş bir seçimi yenilettiniz. 80 milyonun gözünün içine baka baka mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde yaparak inandırıcılığınızı yitirdiniz.

31 Mart öncesinde seçim kampanya döneminde, YSK’ ya seçim sürecinde ve son olarak 23 Haziran gününe kadar başta Sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Milletvekilleri, yetmedi Anadolu’ daki AK Parti’ li Büyükşehir ve İlçe belediye başkanları İstanbul’ u mesken tuttu. Neyle Devlet gücüyle. Şakşakçılarınızdan alkış alırken, Habire atıp tutan, farklı duruş sergileyenleri azarlayan bir kesim bakanlarınızı ve sizleri bu millet şaşkınlıkla izledi durdu.

 

 

 

 

 

 

 

 

31 Mart seçim sonuçlarını olgunlukla karşılayıp bir öz değerlendirme yapacağınız yerde, Neleri yapmamaktasınız, yada eksik yapmaktasınız, dersinize çalışacağınız yerde, insanımızı bizzat yetkili ağızlardan size oy vermeyenleri zillet olarak tanımlamaya ve bu toplumu ayrıştırmaya devam ettiniz.

Bu ülkenin ekonomisi yerlerde sürünürken, Şirketler iflas ederken, konkordato ilan ederken, 1 milyonu üniversite mezunu, 5 milyon gencimiz işsiz iken bu ülkenin gündemini sürekli erken ve tekrarlanan seçimlerle meşgul ettiniz.

23 Haziran İstanbul seçimini AK Partiye kaybettiren en önemli 4 etkenin sırasıyla;

  • Seçimin haksız ve nedensiz yeniletilmesi,
  • Cumhur ittifakı liderlerinin/sözcülerinin söylemleri ile yapılan yakıştırmalar,
  • Tuttuğu takımı değiştirir gibi politika değiştirmeleri sonucu inandırıcılıktan uzaklaşmaları,
  • Ülkenin genel ekonomik sıkıntıları için iktidarın hiçbir doğru aksiyon almaması.

Göz ardı edilmemesi gereken bir diğer faktörün de seçilen Başkan Ekrem İMAMOĞLU ve CHP’ nin izlediği politika ile seçim stratejilerinin de bir O kadar doğru olduğunun göz ardı edilmemesi gerekir.

AK Parti tarafından yapılan yanlışları ve toplumun AK Partiden beklentileri üzerine görüşlerimi bir sonraki yazımda daha detaylı bir şekilde paylaşacağım.

İstanbul seçimlerinin tüm ülkemize hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyor, seçilen Başkan Sayın Ekrem İMAMOĞLU’ nu kutluyorum.

Murat UZAR

Hepimiz hayatta seçimler yaparız.

Zor olan onlarla yaşamayı bilmektir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.